İTALYA GÜNLÜĞÜM - Verona
Gezimizin beşinci gününe Verona ' ya gitmek üzere uyandık. Bunca yorgunluğa ve az uykuya rağmen hiç şikayetçi değildik . Çünkü geziyor olmak her şeye değerdi . Hızlıca hazırlanıp kahvaltı salonuna indik. Bu otelde kahvaltı daha çeşitli ve Türk gruplara daha hitap eden türdeydi. Yumurtalar, domatesler derken kahvaltıyı keyif haline dönüştürmeden otobüsümüze atladık ve yine düştük yollara.
Rotamızda Garda Gölü kıyısında Sirmione Kasabası vardı.
Garda Gölü; Venedik ve Milano kentlerinin arasında kalan İtalya'nın en büyük gölü. Aynı zamanda bir buzul gölü. Verona ili gölün güneydoğusunda kalıyor . etrafında ise pek çok tatil köyü ve turistik kasabası bulunmakta.
Garda Gölünün kıyısından güneşli güzel bir havayı soluyarak adım adım Sirmione kasabasına ilerliyoruz.
Sirmione' de indiğimiz alandan itibaren pek çok butik otel çıkıyor karşımıza. Kasaba turistlerin gözdesi ve ziyaretçi akınına uğramış durumda. Kasabanın girişinde Scarligero Kalesini görüyor kalenin içine bir girip - çıktıktan sonra kasabayı adımlamaya devam ediyoruz.
Kasabanın içinde çiçeklerle bezenmiş kapı önleri ,renk renk hediyelik eşya dükkanları ve göz alıcı silüetlerle karşılaşıyoruz .Bir yanımızda ise gölün manzarası bizi bizden alıyor. Her köşesinde birer fotoğraf çekilip, bir saatlik turumuzu tamamladıktan sonra Verona' da görülecek yerleri görebilmek adına Sirmione' den ayrılıyoruz.
Bir süre sonra Romeo & Juliet 'in kenti Verona'ya ulaşıyoruz.
Verona; İtalya'nın Veneto bölgesinde bulunan turizm merkezlerinden biri. Uluslararsı yapılan önemli fuarlar , Antik Arena 'da gösterilen Opera ve tiyatro etkinlikleri turizmi etkileyen en önemli faktörler . Verona UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiş bir şehir.
Şehrin meydanına, Arena di Verona ' ya dahil devasa dekorlar konumlandırılmış.
Hemen arkasında ki Arena ya giriş yapamıyor, kalabalıkla birlikte Juliet'in evine doğru ilerliyoruz.
Romeo ve Juliet ; İngiliz yazar William Shakespeare tarafından kaleme alınmıştır. 1591- 1596 yılları arasında yazıldığı düşünülmektedir. Verona 'da yaşayan iki düşman ailenin birbirine aşık iki gencini anlatır eser. Çok sayıda opera, bale ve sinemaya uyarlaması bulunmaktadır.
Juliet'in Evine doğru ilerlerken yolumuzun her iki tarafında Romeo ve Juliet içerikli hediyelik eşya dükkanlarıyla karşılaşıyoruz. Eve ulaştığımızda ise yine yoğun bir kalabalık karşımıza çıkıyor. Ev 13. yüzyıldan günümüze kadar her yıl aynı ziyaretçi potansiyeli ile gelmiş.
Avludan içeriye girdiğimizde giriş duvarlarına , gelen misafirlerin kendilerinden bir numune yazı yazdıklarını yada duvara yapıştırdıkları üzerine isim yazılmış yara bantlarını görüyoruz. Eee buraya kadar gelmişiz yanımızda da ayak mahvolmasına karşı yara bandı taşıyoruz . Öyleyse biz de isimlerimizi yazalım deyip yapıştırıyoruz duvara .
Avluda ilk dikkatimizi çeken Juliet'in balkonu oluyor. Eve giren misafirler balkona doluşup bol bol fotoğraf çekiliyorlar. Giriş için bilet kuyruğuna girmemiz gerektiğinden vazgeçip avluyu inceliyoruz. İtalya 'da bir çok yerde karşılaştığımız dilek furyasıyla burada da karşılaşıyoruz.
Juliet'in Evi'nde hediyelik eşya dükkanından aldığınız kilidi kapıya dilek tutarak takabilirsiniz . Ya da Juliet heykelinin sağ göğsünü tutarak dilek dileyebilirsiniz , istemediniz mi ; dileğinizi kağıt yada benzeri bir şeye yazıp duvara yapıştırabilirsiniz. Bize Juliet'in göğsü daha cazip geliyor . Dileğimizi tutuveriyoruz oracıkta.
Juliet'in Evini görüp dileğimizi tuttuktan sonra buradan Verona sokaklarına geçiş yapıyoruz. Çoğunlukla pembe olan hediyelik eşya dükkanları gözlerimde kalpleri oluştursa da sadece şöyle bir bakınmakla yetiniyoruz . Midemizi daha fazla bekletmemek için yemek yiyebileceğimiz bir yer aranıyoruz. Bir teyze dükkanında yemek yeme faaliyetimizi karşılayabiliyoruz. Bütün bu kafelerin dışında ise Verona 'da yol üzerinde büfelerde uygun fiyata su ve çeşitli meyve bulmak mümkün.
Verona gezimizin bitiminde buluşma noktasına dönmek üzere toparlanıyoruz . Yolumuzun üzerinde bulunan Piazza Bra dan geçiyoruz.
Piazza Bra Verona 'nın merkezinde genişçe bir alana yayılmış bir park . Üzerinde banklar ,hemen önünde belediye binası ve etrafında cafelerin olduğu bir bölüm. Verona'ya ayrı bir güzellik katmış olan yeşil alan . Buradan geçerek grubumuzla buluşup otobüsümüze kadar olan kısa mesafeyi yürüyoruz. Buradan hep birlikte otelimize dönüyoruz.
Otelimizin olduğu bölgeye geldiğimizde biraz gezinmek istiyor hatta bir gün önce keşfettiğimiz Roadhouse Grill Treviso 'ya gidip vakit geçiriyoruz . Çalışanlar çat pat ingilizce bilseler bile bizimle epey ilgileniyorlar . Siparişler hızlı ve ikramlar doyurucu. Memnuniyet kat sayımız yüksek , otelimize dönüp ,dinleniyoruz.
Rotamızda Garda Gölü kıyısında Sirmione Kasabası vardı.
Garda Gölü; Venedik ve Milano kentlerinin arasında kalan İtalya'nın en büyük gölü. Aynı zamanda bir buzul gölü. Verona ili gölün güneydoğusunda kalıyor . etrafında ise pek çok tatil köyü ve turistik kasabası bulunmakta.
Garda Gölünün kıyısından güneşli güzel bir havayı soluyarak adım adım Sirmione kasabasına ilerliyoruz.
Sirmione' de indiğimiz alandan itibaren pek çok butik otel çıkıyor karşımıza. Kasaba turistlerin gözdesi ve ziyaretçi akınına uğramış durumda. Kasabanın girişinde Scarligero Kalesini görüyor kalenin içine bir girip - çıktıktan sonra kasabayı adımlamaya devam ediyoruz.
Kasabanın içinde çiçeklerle bezenmiş kapı önleri ,renk renk hediyelik eşya dükkanları ve göz alıcı silüetlerle karşılaşıyoruz .Bir yanımızda ise gölün manzarası bizi bizden alıyor. Her köşesinde birer fotoğraf çekilip, bir saatlik turumuzu tamamladıktan sonra Verona' da görülecek yerleri görebilmek adına Sirmione' den ayrılıyoruz.
Bir süre sonra Romeo & Juliet 'in kenti Verona'ya ulaşıyoruz.
Verona; İtalya'nın Veneto bölgesinde bulunan turizm merkezlerinden biri. Uluslararsı yapılan önemli fuarlar , Antik Arena 'da gösterilen Opera ve tiyatro etkinlikleri turizmi etkileyen en önemli faktörler . Verona UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiş bir şehir.
Hemen arkasında ki Arena ya giriş yapamıyor, kalabalıkla birlikte Juliet'in evine doğru ilerliyoruz.
Romeo ve Juliet ; İngiliz yazar William Shakespeare tarafından kaleme alınmıştır. 1591- 1596 yılları arasında yazıldığı düşünülmektedir. Verona 'da yaşayan iki düşman ailenin birbirine aşık iki gencini anlatır eser. Çok sayıda opera, bale ve sinemaya uyarlaması bulunmaktadır.
Juliet'in Evine doğru ilerlerken yolumuzun her iki tarafında Romeo ve Juliet içerikli hediyelik eşya dükkanlarıyla karşılaşıyoruz. Eve ulaştığımızda ise yine yoğun bir kalabalık karşımıza çıkıyor. Ev 13. yüzyıldan günümüze kadar her yıl aynı ziyaretçi potansiyeli ile gelmiş.
Avludan içeriye girdiğimizde giriş duvarlarına , gelen misafirlerin kendilerinden bir numune yazı yazdıklarını yada duvara yapıştırdıkları üzerine isim yazılmış yara bantlarını görüyoruz. Eee buraya kadar gelmişiz yanımızda da ayak mahvolmasına karşı yara bandı taşıyoruz . Öyleyse biz de isimlerimizi yazalım deyip yapıştırıyoruz duvara .
Avluda ilk dikkatimizi çeken Juliet'in balkonu oluyor. Eve giren misafirler balkona doluşup bol bol fotoğraf çekiliyorlar. Giriş için bilet kuyruğuna girmemiz gerektiğinden vazgeçip avluyu inceliyoruz. İtalya 'da bir çok yerde karşılaştığımız dilek furyasıyla burada da karşılaşıyoruz.
Juliet'in Evi'nde hediyelik eşya dükkanından aldığınız kilidi kapıya dilek tutarak takabilirsiniz . Ya da Juliet heykelinin sağ göğsünü tutarak dilek dileyebilirsiniz , istemediniz mi ; dileğinizi kağıt yada benzeri bir şeye yazıp duvara yapıştırabilirsiniz. Bize Juliet'in göğsü daha cazip geliyor . Dileğimizi tutuveriyoruz oracıkta.
Juliet'in Evini görüp dileğimizi tuttuktan sonra buradan Verona sokaklarına geçiş yapıyoruz. Çoğunlukla pembe olan hediyelik eşya dükkanları gözlerimde kalpleri oluştursa da sadece şöyle bir bakınmakla yetiniyoruz . Midemizi daha fazla bekletmemek için yemek yiyebileceğimiz bir yer aranıyoruz. Bir teyze dükkanında yemek yeme faaliyetimizi karşılayabiliyoruz. Bütün bu kafelerin dışında ise Verona 'da yol üzerinde büfelerde uygun fiyata su ve çeşitli meyve bulmak mümkün.
Verona gezimizin bitiminde buluşma noktasına dönmek üzere toparlanıyoruz . Yolumuzun üzerinde bulunan Piazza Bra dan geçiyoruz.
Piazza Bra Verona 'nın merkezinde genişçe bir alana yayılmış bir park . Üzerinde banklar ,hemen önünde belediye binası ve etrafında cafelerin olduğu bir bölüm. Verona'ya ayrı bir güzellik katmış olan yeşil alan . Buradan geçerek grubumuzla buluşup otobüsümüze kadar olan kısa mesafeyi yürüyoruz. Buradan hep birlikte otelimize dönüyoruz.
Otelimizin olduğu bölgeye geldiğimizde biraz gezinmek istiyor hatta bir gün önce keşfettiğimiz Roadhouse Grill Treviso 'ya gidip vakit geçiriyoruz . Çalışanlar çat pat ingilizce bilseler bile bizimle epey ilgileniyorlar . Siparişler hızlı ve ikramlar doyurucu. Memnuniyet kat sayımız yüksek , otelimize dönüp ,dinleniyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder