İTALYA GÜNLÜĞÜM - San Gimignano , Siena, Pisa
Gezimizin 3. gününden anlatmaya devam . Sabah yine 07:00 civarı uyandık. Kahvaltı vs. derken otobüsümüze doluştuk. İlk durağımız Siena'ydı.
Siena' ya gelmiştik. Daha gezimiz yeni başlamıştı ama ben Siena'ya hayran kalmıştım bile. Beni orada bıraksalar mutlu mesut yaşardım sanırım. İlk izlenimim bu yöndeydi.
Başladık güzelim sokaklarında ilerlemeye.
Siena; İtalya'nın Toskana bölgesinde bir şehir. O da UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış. Şehir orta çağ görüntüsünü korumuş , müze ve çok sayıda sanat eserine sahip.
Şehirde ki Piazza Del Campo meydanı ilginç bir yapı ve masalsı bir görüntüsü var . Orta Çağ filmleri gözünüzde canlanıyor gördüğünüzde. İstiridye kabuğunu andıran bir yapısı mevcut.
Meydanda her yıl Palio - at yarışları yapılıyormuş. Bu yarışlarda her at ve binicisi şehrin Contrada adı verilen 17 semtinden birini temsil ediyormuş. Yarışa katılan tüm at ve biniciler temsil ettikleri semtin simgesine uygun olarak giyinirmiş.
Yarışın en önemli özelliği ise ; bildiğimiz at yarışından farklı olarak , binici ata eyersiz ve ipeksi kıyafetlerle binermiş . Kazanma koşulu ise attan düşmeden yarışı tamamlamakmış.
Meydanda çok sayıda restoran, hediyelik eşya dükkanı ve pastane mevcut. Bir de Palazzo Pubblico yani belediye sarayı da meydanın bir başka güzelliği.
Sokaklarında ilerliyor ve İtalya'nın en büyük katedrallerinden biri olan Siena Duomo ile karşılaşıyoruz. Muhteşem bir yapı olan Duomo' ya giremiyoruz. Fakat iç mekanda Donatello, Bernini ve Michelangelo 'nun heykelleri, işlemeli zemini ve freskleri olduğunu öğreniyoruz.
Eğitim alanında da Siena Üniversitesi ismini duyurmuş, önemli üniversitelerin arasında yer almakta. 1240 yılında kurulmuş üniversitede Hukuk ve Tıp fakülteleri başarılı öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor. Gastronomi bölümünün şehrin en güzel yerinde binası var ve eğitim veriyor.
Özel yöresel bir mutfağa sahipmiş Siena fakat zamanımız kısıtlı olduğundan ancak ayaküstü bir şeyler yiyebiliyoruz.Yapımı hatta tadı bizde ki el açması böreğe benzer olan böreklerden atıştırıyoruz.
Sonrasında yine otobüsümüzle yola koyuluyoruz.
Sonrasında yine otobüsümüzle yola koyuluyoruz.
San Gimignano da alıyoruz soluğu. Otobüsten inip yürümeye başlıyoruz. San Gimignano öyle güzel bir orta çağ kasabası ki bir yandan da bize Şirince ' yi andırıyor
San Gimignano; Toskana bölgesinde Siena kentine bağlı etrafı surlarla çevrili bir kasaba. Mimarisi oldukça iyi korunmuş.
Kulelerle dolu kasabada orta çağ da aristokratlar güçlerini yaptırdıkları uzun kulelerle simgelerlermiş. Bunun sonunun gelmeyeceğini gören belediye , 52 metre yüksekliğinde ki belediye binası La Rognosa 'dan daha yüksek bina yapılmasını yasaklamış. Boyunu geçemiyorsak bizde binaları çiftleriz diyen aristokrat kesim bölgeye kuleleri doldurmuş.
Gezimiz devam ederken bir ' İşkence Müzesi ' ile karşılaşıyoruz. İlginç bir müzecilik anlayışı , giriş ise 10 euro . Hediyelik eşya dükkanları da yol boyu devam ediyor.
Bu arada bölgenin Vernaccia adlı beyaz şarabı meşhur ve İtalya'nın en iyi şarabı. İnsanların ellerinde kocaman dondurmalarını görüyoruz , can bu çekiyor ve meydanda kuyruğun en uzun olduğu bir Gelatto ( kremamsı dondurma) dükkanının önünde sıraya giriyoruz.
Gelateria Dondoli ödüllere doymayan bir dondurma dükkanı. Sıra bize gelince kapıyoruz 3' er top dondurmayı.
Çevresini gezdiğimiz San Gimignano 'da ayrılma vaktimiz geliyor. Çok beğenerek ayrıldığımız bu iki kentten sonra sırada Pisa Şehri olması beni ayrı bir heyecanlandırıyor. Otobüsümüzle Pisa 'ya doğru yola çıkıyoruz.
Gelateria Dondoli ödüllere doymayan bir dondurma dükkanı. Sıra bize gelince kapıyoruz 3' er top dondurmayı.
Çevresini gezdiğimiz San Gimignano 'da ayrılma vaktimiz geliyor. Çok beğenerek ayrıldığımız bu iki kentten sonra sırada Pisa Şehri olması beni ayrı bir heyecanlandırıyor. Otobüsümüzle Pisa 'ya doğru yola çıkıyoruz.
Merakla geldiğimiz Pisa şehrinde otobüsümüzü Kule ye 500- 600 m uzaklıkta otobüs park alanına bırakıyoruz. Yürüyerek Pisa Kulesine doğru ilerliyoruz. İndiğimiz yerden itibaren adım başı Kenyalı çat pat Türkçe konuşan hatta Türkçe laf atabilen işportacı görüyoruz .
Kule yakınlarında bir Cafe de ise Türk Kahvesi olduğunu belirten bir panoyla karşılaşıyoruz. Yolumuzda dümdüz ilerleyip nihayetinde o çok merak ettiğim Pisa Kulesine yaklaşıyoruz.
Pisa Kulesi; Piazza dei Miracoli ( Mucizeller Meydanı ) 'de. Şehir Katedrali ve vaftizhaneye ek olarak çan kulesi 1173 yılında yapılmış.
56 metre yüksekliğindeki kule 8 kattan oluşuyor. 1350 yılında ise günümüzde ki şekli ile bitiyor. Fakat bittiği tarihten itibaren güneye doğru eğilmeye başlıyor. Sebebi ise zeminin alüvyonlu yumuşak bir toprak oluşu. Yıkılma aşamasına gelen Pisa Kulesi 1990 - 2001 yılları arasında onarım için kapalı tutulmuş. 20 milyon sterlinlik proje ile kurtarılmış Kule. Pisa kentinin gücünün ve zenginliğinin sembolü olarak yapılmış ve UNESCO tarafından koruma altına alınmış.
En üstte çanın bulunduğu kısma çıkamıyoruz , meydanı gezip yemek yemek üzere Burger King'e gidiyoruz. Yemekten sonra Türk kahvesi satan Cafede toplanıp otobüsümüze geri dönüyoruz.
Bir geceliğine konaklamak üzere Floransa 'da küçük bir köyde şirin bir otele gidiyoruz. Havası oldukça serin ve temiz olan köyde uyumakta o kadar keyifli oluyor bizim için.
Ertesi sabah erkenden eşyalarımızla birlikte buradan ayrılıp Floransa 'da gezimize devam edeceğiz.
En üstte çanın bulunduğu kısma çıkamıyoruz , meydanı gezip yemek yemek üzere Burger King'e gidiyoruz. Yemekten sonra Türk kahvesi satan Cafede toplanıp otobüsümüze geri dönüyoruz.
Bir geceliğine konaklamak üzere Floransa 'da küçük bir köyde şirin bir otele gidiyoruz. Havası oldukça serin ve temiz olan köyde uyumakta o kadar keyifli oluyor bizim için.
Ertesi sabah erkenden eşyalarımızla birlikte buradan ayrılıp Floransa 'da gezimize devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder