HAYDAR KOYU


     Yaklaşık 20 senedir Didim sakiniyiz ailecek . Daha küçükken, şimdi ki kadar kalabalık olmayan Didim 'i ailem ilk keşfettiğinde ve memleketimize yakınlığı münasebetiyle hemen her yaz oradan ev kiralar anne ve babamın yıllık izinleri sürecini tüm amca , dayı , teyze bolluğu ile özellikle de Uslu Sitesinde geçirirdik. Güzel bir plajı ılık ve temiz bir denizi vardı. Kalabalık olduğumuzdan mı bilmem bir çırpıda geçerdi sanki tatil .


    Bir süre sonra babam her yaz gidip ev kiralamak yerine bir yazlık işine girmeyi planlayıp , planını uygulamaya koydu. Tabi bu süreçte ise Didim keşfedildikçe  kalabalıklaşmaya başladı . İlk yıllarımıza oranla yabancı turist potansiyeli de  oldukça artmıştı.

     Yazlık düşüncesi; iyi fırsat çıkmış değerlendirilmiş ve nihayetinde  edinilmişti bile. Takibinde ki  yıllarda ise artık  Didim'in Bozbük  Köyündeki yazlığımıza gidiyor olduk. 

    Annem ve babamın ardı ardına emekli olmasıyla da bütün yazı Bozbük 'te geçiriyorduk. Uzunca süre eve de yürüme mesafesinde ki İnce Kum  ve Taşlık Plajını ( ikisi arasında sadece tek bir yol var) sabahlı akşamlı deniz , kum , güneş hasretimizi gidermekte kullandık. İkisi de birbirinden temiz ve suyu berraktı. Hatta ben kendi adıma Taşlığı daha çok seviyordum çünkü İnce Kum' a göre daha sakindi.

   Tabi bu keyfimiz Taşlık Plajının bulunduğu arsaya İngiliz tatil köyünün yapılmasıyla gölgelendi. O yolu çevrelemiş oldular . Plaja girilebiliyordu ama eski tadı kalmamıştı. Otelin misafirleri, su araçları, tekneleri  derken denizinde keyfi kaçtı nezdimde.
   
     Hal böyle olunca yakın koyları keşfe koyulduk ailecek. Böylelikle Haydar Koyu'na düştü yolumuz. .



   Gördüğüm anda  hayran kalmıştım bu koya. Denizinde mavinin her tonu, tertemiz plajı, incecik kumu Cennet gibi gelmişti Haydar Koy gözümüze . Di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü insanoğlu kıymet bilmiyor , Aynı zamanda nankör maalesef. Sahip olduğu bu güzelliği de elleriyle mahvetmeyi başarabildi.



   Özellikle son iki yazdır karşılaştığım manzara gerçekten içler acısı. Çok üzüldüm gördüklerime. Yavaş yavaş insanlar öğrenip , popüleritesi arttıkça  doğasına da zarar vermişler bu güzelim koyun. Yemiş içmiş çöplerini de bırakıp gitmişler her köşesine .  Az buz da değil; bebek bezinden tutun çekirdek kabuğuna kadar ne getirdilerse . Ayrıca tekneler boşaltma işlemlerini Haydar Koy da yapar olmuşlar , üstelik  insanların denize girdiği yakın mesafelerde.
  

   Biz elimizden geldiğince her gidişimizde bir poşetin içine gördüğümüz çöpleri toplamaya çalıştık ama bu bir ekip işi . Kalabalık gruplarla doğa korunmalı. Hem tatil yapıp hem de çevreci girişimlerle temiz tutulmalı burası ve bunun gibi güzellikler. Hatta bir de  zarar vermeye önlem olması adına ceza verilmeli  bunu yapanlara. Çünkü bilinçlendirme çabalarının yetersiz olduğunu düşünüyorum kendi adıma.








     Ülkemizin koyları , köyleri, bakir kalan her yeri çok güzel . Güzel olarak kalması için de bilinsin istemiyor insan. Gidip görülsün  doğal güzelliklerimiz elbette  ama  kendi evimiz gibi davranalım doğamıza . Böylesi bizlerin ödevi ve doğamızın da layık olduğu.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTALYA GÜNLÜĞÜM - Napoli, Pompei Kenti, Sorrento Sahilleri

ANIT AĞAÇ

BİR ANNEANNE SÖZLÜĞÜ