Memleketimden ' Laodikya' Manzaraları




Evet zamanı gelmişti. Araya bir yere memleket yazısı yazılmalıydı. Son ziyaretten malzeme de çıkmıştı. Neden olmasındı .


 
 Denizli'mden bahsedeyim az biraz bu defa.  Ege'nin güzel çok büyük olmayan , yaşamı ve ulaşımı kolay olan bir şehri Denizli. Hatta bence öğrenci için de pahalı olmayan elverişli bir kent. Çok çabukta büyüdü gitti. Her gittiğimde bir şeylerin hızla değiştiğini görüyorum. Bu değişimden bazen çok da memnun olduğumu söyleyemem ama.  Değişimle birlikte gelen bir kalabalık . Trafikteysen hele çekilir gibi değil bazen.  Denizlide olduğunuzu farkettiren önemli durum ise modifiye araçların çok olması . Doğruluk payı olsa bile tabi ki bunlardan önce bir kayseri olmasa da geniş yollarının olması ve en önemlisi ise doğal güzellikleri.

  Mesela şehrin oldukça  merkezinde ( hatta evimize epey yakın) bir yerinde Çamlık dediğimiz ormanının bulunması.  Bu  ormanın içinde piknik alanları , koşu parkuru, belediyeye ait kafeler, paintball sahası ve spor yapmaya elverişli bölümler bile var.

 Hatta ormanın gerisinde kalan dağın en tepesine kadar yürüyüş parkuru  hazırlanmış durumda. Bence özellikle o semtte yaşayan insanlar için bulunmaz nimet .


   Doğa harikası Pamukkale. Her ne kadar zamanında otellerin fazlalığı suyun azalmasına ve travertenlerin kararmasına sebep olsa da ( büyük oranda bu konu ile ilgili önlemler alındı ) güzelliği göz alıcı , memleketimin incisi. Bunlarla bitmiyor elbette ; Güney Şelalesi, Hierapolis, Buldan vb güzelliklerini bir postla anlatmaya yetmez. Onlara da zamanla değinirim.


    Bu gidişimde  Laodikya  antik kentini gezme fırsatım oldu. Ne zamandır düzenleme  ve kazı çalışmaları devam ediyordu ama gidip kalma sürem 3  günü geçmediği için bir türlü uğrayamamıştım Laodikya' ya. Hazır  taze taze gezilmişken  bahsedeyim istedim.








  Laodikya; Denizliye 6 km uzaklıkta coğrafi açıdan çok uygun bir bölgeye Lykos Irmağının güneyine kurulmuş. Kimi kaynaklara göre kente Antiokhos'un karısı Laodike 'nin adı verilmiştir.  Büyük sanat eserlerinin M.Ö. 1. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir. Kente çok sayıda anıtsal yapı yapılmıştır. Ve Küçük Asia 'nın 7 ünlü kilisesinden birinin burada bulunması, Hıristiyanlığın burada ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Ancak M.S. 60 yılında çok büyük bir deprem kenti yerle bir etmiştir.  








  Kent kurulduğu dönemde tanınmış bir tekstil endüstrisi geliştirmiştir. Bölgenin en büyük ticaret ve finans merkezi olmuştur. Bu da Denizli 'nin tekstil alanında büyük başarılar yakalamasının temellerinin 2300 yıl öncesinden atıldığının kanıtıdır.





 







  Laodikya Antik Kenti yaklaşık 5 km alana yayılmış durumda.  Anadolu'nun en büyük stadyumu (ölçüleri 285x70 m.), 2 tiyatrosu, 4 hamam kompleksi, 5 agorası, 5 nymphaeumu, 2 anıtsal giriş kapısı, Bouleuterionu, tapınakları, Peristylli evleri, Latrina, kiliseleri ve anıtsal caddeleri gibi önemli ve günümüze kadar gelebilen yapılara sahiptir.








   Son olarak  Laodikya Kilisesi yeryüzünde bugüne kadar en iyi korunmuş kilise olarak geçiyor. Bununla beraber durum bu bölgede güçlü bir din turizminin olacağını işaret ediyor.







   Kazı çalışmaları 12 yıldır halen devam etmekte . Ben Laodikyadan oldukça etkilenmiştim ki senden yüzyıllar önce yaşanan hayatlar olduğunu görüp hissetmek başka toplumların yaşantılarını bilmek bir anlamda büyülüyor,düşündürüyor insanı.





   Fırsatı olan herkese çağrımdır memleketimin güzelliklerini Laodikya Antik Kentini gidip görmeleri.                                                                                                


                                                                                                                                                               Sevgiler ;)



    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTALYA GÜNLÜĞÜM - Napoli, Pompei Kenti, Sorrento Sahilleri

ANIT AĞAÇ

BİR ANNEANNE SÖZLÜĞÜ