2021 YILININ SON POSTU
En uzun geceden merhaba...
2021 yılını uğurlamaya az kala birkaç keyif alanımdan biri olan oturma odasındaki pufuma kahvem eşliğinde, bir de yanına yeni yıl filmi açıp son postumu yayınlamak üzere kuruldum. Zira son iki yıldır hobilerimizi bile törpülemek durumundaydık. O yüzden bence bize iyi gelen her şey, elimizde kalanlar çok kıymetli.
İtiraf etmeliyim yeni yılın gelişi eskisi gibi heyecan vermiyor. İçinde bulunduğumuz olumsuzluklar mı, değişmesini beklediğimiz ama bir türlü dönüşmeyen koşullar mı, gidişatın getirdiği umutsuzluk mu buna sebep bilemiyorum. Gerçek hislerim böyleyken bu defa yeni yıl yazıma yeni yıl hedefleri girişi yapmam çok anlamlı olmayacaktı.
Çoğu elimizde olmayan sebeplerden oluşan bu ruh halinin, derin bir kuyudaymışız hissini üzerimizden silkinmenin yeni yıl başlangıcı olduğunu kabul edelim . Kendi adıma 'etmeliyim' mi demeliyim.
Neticede insanız, bir şeylerin iyiye gitmesi için önce kendimizi iyileştirmeliyiz. Var olduğumuz sürece umut hep var. Ve mutlu olmanın yollarını arayabiliriz. Ya da mutsuzluğa sebep olan ne varsa kısmen de olsa uzaklaştırabiliriz.
Mesela...
Sosyal medyayı daha kontrollü kullanmakla başlayalım. Haber kaynağına güvenmediklerimizi filtreleyelim. En önemlisi kendimizden kırptığımız zamanı sosyal medyada harcamayalım.
Kendimize daha çok zaman ayıralım. Önceliğimiz de kendimizi hırpalamamak olsun. Olduğumuz gibi kabul etmek, öz şefkati asla elden bırakmamak olsun.
İnsanları da olduğu gibi kabul edebiliriz. Bazen affetmek üzerimizdeki bütün yükü alır. Bazı insanlar şansı hak eder. Ama olmuyorsa olmuyordur. Kurtarılamaz birini de bırakalım gitsin.
Negatif insanları, her şeye kulp takmak üzere programlanmışları, enerji vampirlerini, toksik ilişkileri bünyemizde taşımanın bize bir getirisi yok. O sebeple de bu tiplerden olabildiğince uzaklaşmak huzuru kendimize bir adım daha çekmek demek.
Hedeflerimiz elbette olacak. Ama ulaşmak için özveri, çaba, çalışmak lazım. Yeterince çalışmak. Başarısız olabileceğimizi de bilerek o cesareti kendimizde bulalım. Başlamak için eşiği geçmemiz gereken cesareti.
Kitap okumaya daha çok zaman ayırmalı. Eğer bakış açımız, ifade yeteneğimiz, bilgi haznemiz gelişsin istiyorsak kitap okumayı sadece bir boş zaman kurtarıcısı olmaktan çıkarmak ve olmazsa olmazımız yapmak gerekir. Yakalayabildiğimiz her aktiviteyi yakalamak, üretebildiğimiz her alana sarılmak, değişimi beraberinde getirecektir.
Son olarak şu ertelediklerimiz var ya, bir türlü yapıp, bitirip check atamadığımız, kafamızın içinde kalanlar. Onları ertelemekten vazgeçmeli. Ne olursa; yarım kalan kitap, bir türlü izleyemediğimiz film, hep aramayı ihmal ettiğimiz arkadaşımız, denemek istediğimiz ne varsa.
O flamenko buraya gelecek 😉
İyi seneler...
Yorumlar
Yorum Gönder