KAÇIMIZ SİSİFOS?

    


   Sisyphos Efsanesi şöyledir;

   Sisyphos Asopos'a kızını Zeus' un kaçırdığını söyler. Zeus'un sırrını vermesi karşılığında tanrı - ırmak Asopos tarafından, kalesi içinde bir pınarın akıtılması ile ödüllendirilir. Sırrının açığa çıkmasına sinirlenen Zeus, ölüm meleği Thanatos' un  Sisyphos' u zincire vurmasını ister. Sisyphos akıllık eder ve kendini zincire vurmaya gelen Thanatos' u tuzağa düşürür ve asıl Sisyphos onu zincirler. Böylelikle Hades' i tehdit edebilir. 

   Yaptığı savaşlarda rakipleri ölmediği için tatmin olmayan Ares ve Zeus,  Thanatos' u zincirlerinden kurtarmak üzere Sisyphos' un Ölüler Ülkesine götürülmesini sağlar. 

   Ölüler Ülkesi tanrıları da yaptıklarının cezası olarak Sisyphos' a büyük bir kayayı dik bir tepenin zirvesine yuvarlama cezası verirler. Tam zirveye ulaştığında kaya Sisyphos' un elinden kaçar ve tekrar geldiği yoldan aşağıya yuvarlanarak başlangıca geri döner. Her seferinde Sisyphos aynı eylemi tekrarlamak zorunda kalır.



    Fransız yazar Albert  Camus,   Sisyphos Söyleni kitabında bu beyhude çabaya değinir. 

    Sisyphos cezasını bilinçli olarak kabullenmiştir. Taşın tekrar yuvarlanacağını bilir ama her defasında onu yine olanca gücü ile doruğa doğru iteler. Bu gayretten, bu kısır döngüden geri adım atmaz. İçten içe de bu cezalandırmaya bir çözüm bulamayacağını bilir. 



   
Sisyphos 'un bu davranışı ingilizcede 'sonuçsuz çaba, boşuna uğraş' anlamına gelen SISYPHEAN olarak tanımlanır. Ancak Camus' a göre bu çaba, saçmalık ya da boşunalık değildir. Camus,  Sisyphos' u vazgeçmeyen olarak görmektedir. İnsanın tüm baskılara rağmen direnmek zorunda olduğunu vurgular. 

    ''Boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan... Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir. İnsanlığa gerçek boyutlarını  ancak bu başkaldırı kazandırabilir'' der Camus Sisyphos'un bu davranışını tanımlarken.

    Sisyphos her ne kadar sonunu bildiği bir durumu devam ettiriyor olsa da bu onun mücadelesi ve pes etmeyişidir. Bir anlamda direnmesi, umut etmesi, kendisine dikte edilene boyun eğmeyişidir.



    Peki acaba biz kendi rutinimizde,  içimizde o kayayı zirveye tekrar taşıma gücünü ne kadar bulabiliyoruz?  Umudu ne kadar kovalayabiliyoruz? Bazen boşa kürek çekiyoruz gibi hissetsek bile bu duygunun bizi ele geçirmesine izin veriyor muyuz?

    Sonuç olarak Sisyphos mutludur. Çünkü yılmamış, yenilmezliğini ispat etmiştir.  

    Belki de asıl mutluluk vazgeçmeyişlerimizde saklıdır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTALYA GÜNLÜĞÜM - Napoli, Pompei Kenti, Sorrento Sahilleri

ANIT AĞAÇ

BİR ANNEANNE SÖZLÜĞÜ