YOLUMUZ ESKİŞEHİR'E DÜŞERSE- Part 3


  Gezimize Balmumu Heykeller Müzesinden devam ettik. Hafta içi  olduğundan çok kalabalık değildi.Giriş biletlerimizi aldık. Öğrenci 2 TL sivil 5 TL idi. Öğrenci olmam işe yaradı :) iki öğrenci bir tam bilet alıp müzeye girdik.Atatürk'ten Haldun Dormen'e, Ümit Zileli'den  Lady Diana 'ya bir çok tanınmış kişinin balmumundan heykeli vardı müzede.Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz BÜYÜKERŞEN  tarafından itinayla yapılmışlardı.




















  Atatürk ve Zübeyde Hanım heykellerine hayran kaldım. Aynı hayranlıkla müzede her gördüğümü beynime not ederek gezdim.Sonunda Yılmaz Büyükerşen'in ödülleri, kitapları, yaptığı işlere yönelik fotoğraf ve belgeleri sergileniyordu. O bölümü de beğeniyle inceledim. Eğer eleştiren varsa ki bu gaflet olur bence, son bölümdeki ödüller, kitaplar , belge ve fotoğraflar kısmına sadece baksın derim. Bu yeterli olacaktır.



  Yılmaz Büyükerşen'in ve Eskişehir Belediyesinin takdiri hak eden bir uygulaması da; müze ve otopark ücretleri uygun ölçüde. Herkesin yararlanabileceği miktarda. Ayrıca kız çocuklarını ve engelli öğrencileri okutmaya ayrılmış bir bütçe. Kendi memleketimdeki uygulamalarla dahi kıyaslayamadım açıkcası.

  Balmumu Müzesi gezimizi tamamlayıp Adalara geldik. Burayı turlayıp, bir kafede bir şeyler yedik. Bulunduğumuz yer TÜLOMSAŞ' a çok yakındı.  Devrim arabasını görmek üzere mesai bitmeden bir koşu gittik. 4 arabadan 3 ü  kullanıldıktan sonra hurdaya çıkarılmış, geriye sadece ' Devrim' kalmış . Mesai bitimi zili çalınca oradan ayrıldık. Aracımıza atlayıp Kent Park'a uzadık.


  Sazova Park'ında olduğu gibi uygun bir giriş ücreti ile aracımızı otoparka bırakıp, parka geçtik. Kent Park ; yürüyüş ,koşu , çeşitli sporlara müsait hatta keyifle yapılabilecek biçimde dizayn edilmiş. Genç yaşlı her yaştan insana hitap ediyor.
   Üç köprüsünde de yürüyüp manzarasını izledik. Açılışı sükse yapan, hepimizin duyduğu plajı da bu parkın içindeydi. Evet, Yılmaz Büyükerşen Eskişehir'e deniz getirmiş. Suyu ise itinayla görevliler tarafından temizleniyordu. Suyun görüntüsü, ortamın güzelliği biz de deniz etkisi yarattı . Az daha dursak suya atlayabilirdik.
  Hafta sonu olsaydı Porsuk Çayı'nda bir gondol turu yada Köprübaşı - Kentpark arası Bot Seferi yapabilirmişiz. Onu da bir sonraki gelişimizde yaparız artık.
    Biraz daha gezip dolaştıktan sonra dinlenmek üzere Adalar'a gitmeye karar verdik. Yakında bir yere arabayı bırakıp yolumuzun üzerindeki 'Haller Gençlik Merkezi'ne girdik. Burası eskiden yaş meyve sebze haliymiş , restore edilip halka açılmış. Yapı iki katlıydı.Kahve evleri, muhallebicisi, kafeleri altkattaydı. Bir kaç hediyelik eşya dükkanı da var. Üst kata çıkamadık ama üst katında da tiyatro salonu olduğunu söylediler. Turların genelde ilk ağırlandığı yer , Haller Gençlik Merkeziymiş.

  Bununla birlikte gözlemlediğim, şehirde eski yapılar özenle korunmuş. Şehrin tarihi, geçmişi bozulmamış.
  Dip notumu da ilave edip  Çukur Çarşıya lüle taşı alışverişine gittik. Geçmişte Çukur Çarşı da balık pazarıymış . Hatta hala bir kısmında balık satılıyordu. Biz doğrudan bir iki dükkan gezip Lüle taşından Pipo ve magnet aldıktan sonra oradan ayrıldık. Barlar sokağı boyunca yürüdükten sonra ' Pilot  Bar' a oturduk. Gün sonu yapmanın, bir şeyler içip dinlenmenin vakti gelmişti.


  Eskişehir' de yemek içmek başka şehirlere göre epeyce uygun. Tam anlamıyla öğrenci şehri. Tek sorunu trafiği ve park problemi.  Şehir merkezinde park yeri bulmak sıkıntı. Şoförlerin trafik kurallarına uyup; levha ,sinyal vb.  kullandığınada rastlamadım.

  İlerleyen saatlerde kuzenden ayrılıp öğretmenevine döndük. Tüm gün 23000 adım atmıştık. Hal böyle olunca başımızı yastığa koymakla uyumak bir oldu.

  4. ve son günümüzde  öğretmenevinin yakınında ki Arkeoloji Müzesi' ni görmeden yola çıkmayalım dedik. Bir saate yakın sürede müzeyi gezdik. İki katlı olan müzede  sergilenen eserler  kullanım amaçlarına göre kategorize edilmişti. Sesli sunumdan faydalanılabiliyordu.











 Eskişehir Arkeoloji Müzesi gezimizide tamamladıktan sonra evimize dönmek üzere yola koyulduk. 
  Nezamandır Eskişehir' i ağız tadıyla gezmek istiyordum  ve kısa zamanda bir çok yerini gezip görmüş oldum.  Belediyecilik anlayışı bütün şehirlerde buradaki gibi olsa keşke. Yılmaz Büyükerşen gibi gitar çalan , heykeltıraş olan, günümüz teknolojisini yakından takip eden sanatçı bir ruhla yapılan işler kendine hayran bırakıyor ve özendiriyor . Kısacası Eskişehir'den mutlu ayrıldım.

 Son bir tavsiyede bulunayım Balıkesir yolu üzerinden dönüyorsanız , Susurluk Belediye Gözleme Evi'nde dinlenebilirsiniz.   Burada ki tost- ayranı  İnegöl köfteye tercih ederim.

  Bol bol gezelim. Sağlıcakla...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTALYA GÜNLÜĞÜM - Napoli, Pompei Kenti, Sorrento Sahilleri

ANIT AĞAÇ

BİR ANNEANNE SÖZLÜĞÜ