BURASI POLATLI: Dua Tepe Anıtı, Malıköy Tren İstasyonu, Gordion Müzesi ve Kral Midas Tümülüsü
Bu sene hiç kış mevsimi yaşamayacağız derken günlerdir önceki yıllarda yağmayan miktarda kar gördüm Ege' de. Evde kar yağışı izlemek, mis gibi gökyüzüne bakmak güzel olsa da serbestçe çıkıp kar oynayabildiğim, debelendiğim zamanları özletti bana bu senenin kışı. Özleyince albüm karıştırma huyum başladı bir de. Yaştan olsa gerek 😊
2 sene önce bu zamanlar kısa bir Polatlı turu yapmıştık. O kısa zamana çok yeri sığdırıp küçük çaplı bir kültür turizmi olmuştu gezimiz. Fotoğraflara bakınca dolu dolu geçtiğini farkettim.
Yine sömestr tatiliydi. Evet benim için tatildi Eşim de izin kullandı. Biraz da kendiliğinden gelişmişti ve Polatlı ' da yaşayan ablamın yanına ziyarete gidebilmiştik. O zamanlar buraları dutluktu tabii. Pandemi falan yok. Eniştem Ankara' da çok küçük yaşlarından beri eğitim görüp, çalıştığı için bu sürece çok hızlı, mutlaka gitmemiz gereken yerleri planlamış entegre etmişti. Beraberinde rehberimiz oldu. Başladık Polatlı ve çevresini arşınlamaya.
Polatlı'daki 1. günümüzde ilk ziyaretimizi Dua Tepe'ye yaptık. Dua Tepe Sakarya Meydan Muharebesi'nin en son savunma hattı olan tepe. Aynı zamanda Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK' ün 10 Eylül 1921 tarihinde başlattığı taarruzla düşman elinden kurtarılan ilk tepe. Halide Edip Adıvar'ın da dile getirdiği gibi Türk makus talihinin ve tarihinin dönüm noktası.
Dua Tepe Anıt' ı için Ekim 1999 yılında çalışmalara başlanmış ve 20.000 ağaç ile ağaçlandırılarak 12 Eylül 2000 tarihinde düzenlenen bir törenle Anıt' ın açılışı yapılmış. Otopark, bağlantı yolu, yürüme yolu, tören alanı ve anıt olmak üzere beş bölümden oluşuyor. Anıt duvarlarında seksenbir şehidimizin pirinçle yazılmış bilgileri var. Atatürk'ün atı üzerinde, Halide Edip Adıvar'ın muharebede Türk kadınını temsil ettiği , komutanların birlik içinde oluşunu simgeleyen Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak'ın ve son olarak Atamızın ve yağverinin dürbünle zaferi bekledikleri anın kompozisyon edildiği Metin YURDANUR imzalı heykellerin olduğu bölümler mevcut.
Şunu söyleyebilirim o zafer anını, mücadele ruhunu, tepenin aurasını damarlarınıza kadar hissettiğiniz bir yer.
'Dua Tepe üzerine, zaman zaman gökten nur yağdığını anlatırlar, inanırsınız. Çünkü her bastığınız toprak bir şehit mezarıdır.'
Yoğun duygularla şehitlerimize selam edip ayrıldık Dua Tepe' den . Bir sonraki durağımız Malıköy' dü.
Arabaya atlayıp Dua Tepe'nin tersi istikametinde ki Malıköy Tren İstasyonu Müzesi'ne geldik. Burası Ankara- Eskişehir tren hattındaydı. Ulusun kaderi üzerinde rol oynayan çok önemli bir istasyondu. Sakarya Meydan Savaşı esnasında revir, lojistik, mühimmat merkezi ve uçak pisti olarak kullanılmıştı. Yaralı askerlere ilk müdahale burada yapılmıştı.
Müze olarak; 5713 şehit adına yapılan şehitlik anıtı, Mustafa Kemal Atatürk'ün sivil giysili anıtı, 1897 Alman yapımı lokomotif, 1909 tarihli Alman yapımı vagon, aslına uygun olarak yapılmış 2 uçak ve istasyon binasına eşlik etmekte. Çok sayıda resim, o yıllarda kullanılmış demiryolu malzemeleri ve heykeller sergilenmekteydi.
Malıköy Tren İstasyonu' nu ve Dua Tepe' yi gördüğünüzde zor koşullara rağmen İstiklal mücadelemizi zaferle sonuçlandırmanın anlamını bir kez daha farkediyorsunuz.
Yolunuz düşerse müze hafta içi 09.00 - 17.00 arası giriş ücretsiz olmak üzere ziyaret edilebiliyor.
Bir sonraki rotamıza ulaşmak için Malıköy'den ayrıldık. Hava kararmadan Gordion Müzesi'ne gelmiştik.
Gordion, Frigya Krallığı'nın başkenti. Sakarya ve Porsuk Nehirlerinin birbirine yaklaştığı Polatlı'nın 18 km.kuzeybatısında. Gordion Müzesi' de Yassıhöyük köyünün yanında oluşturulmuş.
Müzede kronolojik bir sergileme yapılmış. Eski Tunç Devri eserleri, Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemi'ne ait eserler, Erken Demir Çağına ait el yapımı çanak çömlekler, Erken Frig Çağı'na ait demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmekteydi. M.S. 4. yüzyıla ait Yunan seramiği, Helenistik ve Roma dönemine ait malzemeler bulunuyordu. Son bölümde ise mühür ve sikke örnekleri vardı.
Müze bölümünün hemen karşısında ise Kral Midas'ın tümülüsü bulunuyordu. Bu tümülüs Anadolu' da ki en büyük 2. tümülüsmüş.
Uzun ve dar bir koridorda bir süre yürüdükten sonra mezar alanına ulaşmıştık ama o alana giriş verilmemişti. Binlerce yıllık ağaç kütükleri ve demir parmaklıklarla korumaya alınmış. Dünya'da günümüze ulaşmış en eski ahşap yapı örneğiymiş aynı zamanda. Yapımında Sedir, Ardıç ve Çam kullanılmış.
Ölüler eşyaları ile gömüldüğü için buradan da kişiye ait eşyalar çıkarılıp. Gordion Müzesi' ne alınmış.
Aslında yolculuklarımız esnasında çok sık Salihli bölgesinde ki tümülüslerin çevresinden geçiyor olsak da, ilk kez bir tümülüsün içerisini gördüğümden oldukça etkileyici oldu benim için. Ülkemizin keşfedilecek ne çok kültürü ve mirası var diye düşündüm.
Bu güzel ve yorucu günü bitirirken sonraki gün gezimize devam etmek üzere eve döndük. Ertesi ve onun da ertesi çok yakında ... 😉
Yorumlar
Yorum Gönder